Osman Gazi (Fahruddin)’nin Hayatı

Düşün ki; üç kıtayı kapsayan, 600 seneyi aşan bir büyük çınar ağacını dikensin. Yolun hak yolu, yaşayışın hak üzeredir. Sen, ailen ve neslinden hak üzeri yaşayanlar, Cennet bahçesinde gezinesiniz. 

Eğitim – öğretim hayatı boyunca birçok sahnede karşımıza çıkan, ecdadımız içinden önde gelenlerden olan Osman Gazi 1258 yılında Söğüt’te doğmuştur. Babası Ertuğrul Gazi, annesi ise Halime Hatun’dur. Fiziksel özelliklerini de anlatalım ki şöyle bir zihninizde canlansın. Osman Gazi, uzun boylu, yuvarlak yüzlü, esmer tenli, geniş omuzlu, ela gözlü birisiydi. Çağatay tarzında yapılan Horasan tacı giyer, iç ve dış giysileri geniş yenliydi.

Osman Bey, 23 yaşında ve 1281 yılında Kayı Beyi olmuştur. En küçük evlat olmasına rağmen, bütün beyler onun idaredeki kabiliyeti, dürüst, cömert ve adalet sahibi olmasından ötürü onu ittifakla seçmişlerdir.

Babası Ertuğrul Gazi’nin vasiyetinde Şeyh Edebali hususunda şu vasiyette bulunmuştur:

“Bak Oğul!
Beni incit, Şeyh Edebali’yi incitme!
O, bizim aşîretimizin maneviyyat güneşidir. Terâzîsi dirhem şaşmaz!
Bana karşı gel, O’na karşı gelme! Bana karşı gelirsen üzülür, incinirim; O’na karşı gelirsen gözlerim sana bakmaz olur, baksa da görmez olur!
Sözümüz Edebali için değil, senceğiz içindir! Bu dediklerimi vasıyetim say!..”

Bu vasiyet üzerine Şeyh Edebali’nin gölgesinde yetişen Osman Gazi, bir gece Şeyh Edabali’nin evinde misafir olur. Bir rivayete göre kendisine yatması için gösterilen odanın duvarında asılı Kur’an-ı Kerim olduğu gerekçesiyle ayaklarını uzatmadan, kıvrılıp oturduğu yerde uykuya dalar. İşte o zaman o rüyayı görmeye başlar:

Şeyh Edebali’nin göğsünden çıkan ve giderek hilal şeklini alan Ay’ın, bir ucunun kendi göğsüne girdiği ve kendisi ile Şeyh Edebali Hz. arasında çıkan bir fidanın çınar haline geldiği ve bu çınarın dallarının üç kıtaya yayıldığı ayrıca birçok milleti gölgesi altında olduğunu gördü. Bu topraklarda Ezan’ı Muhammedi okunuyor, bülbüller Kur’an-ı Kerim tilavet ediyorlardı. “Semanın görünen yeri gülşen olmuştu. Osman Bey bu manzarayı hayranlıkla izlerken, bir ceylanın ortaya çıktığı ve batıya doğru kaçmaya başladığını gördü ve ona ok atmak üzere nişan alırken uyandı.

Bu rüya üzerine Edebali’nin huzuruna gelip rüyasını anlattı. Anlattıkça Edebali’nin yüzünde tebessümler çoğaldı. Ve rüyanın tasvirini ahenkli bir ses ile anlatmaya başladı.

“–Oğlum! Gâibi ancak Allah bilir. Lâkin gördüğün bu rü’yâda dolu dolu hayır vardır. Cenâb-ı Hakk sana ve soyuna saltanat nasîb edecektir. Dünya, oğullarının himâyesine girecektir. Benim zürriyetimden bir kız ile evleneceksin. Bu izdivaçtan doğanlar, senin kuracağın ve giderek büyüyecek olan büyük bir devletin başına geçeceklerdir. Bu devlet de Batı’ya doğru genişleyecektir…”

Bunun üzerine çok geçmeden Şeyh Edebali’nin kızı Bala Hatun ile evlendi. Osman Gazi rüyasında da gördüğü üzere sürekli batıya doğru genişleme amacı diğer beylikler ve Selçuklunun da bu büyük sancak altında toplanmasına vesile oldu. Beylikten Devlete sonrada cihan hakimiyetine kadar gidecek olan bu şanlı yolda büyük bir adım atılmış oldu.

Birçok rivayete göre Şeyh Edebali “Evlad-ı Resul” dendir. Bu bağlamda Osmanoğulları da anne tarafından Resulullah (a.s.)’a vasıl olmuşlardır.

Osman Gazi 1326 yılında Bursa’da Nikris(goutte) hastalığı neticesinde vefat etmiştir.

Bakalım yeni yayınlanan Kuruluş Osman dizisi,  Osman Gazi ve Osmanlı’yı ne derecede anlatacak.

Kaynakça